Futbolcu Yetiştirme Karnesi

Çoğu insan gibi benim köklerim de birden fazla ülkeye uzanıyor. Almanya’da büyümeme rağmen, ailemin kökleri sıkıca Türkiye’ye dayanıyor. Biri Türk, diğeri Alman olmak üzere iki kalbim var. Çocukluğum boyunca, annem bana nereden geldiğimi asla unutmamam gerektiğini ve buraya saygı duymam gerektiğini öğretti; bunlar hala üzerinde düşündüğüm değerlerdir. (Mesut Özil – 2018)

Yukarıdaki sözlerin kimden alıntılandığı yazılmasaydı; başta Almanya ve Türkiye olmak üzere Avrupa’nın dört bir yanında oynayan onlarca futbolcu gelebilirdi akıllara. 30 Ekim 1961 tarihinde Almanya’nın Bonn kentinde Türkiye ile Almanya arasında imzalanan İşgücü Alımı Anlaşması’nın uzun vadede Almanya’nın toplum yapısını etkileyeceği belki öngörülebilirdi. Ancak, söz konusu anlaşmanın her iki ülke futbolunun da kaderine doğrudan etki edeceği muhtemelen kimsenin aklının ucundan dahi geçmedi!

Başta Almanya olmak üzere neredeyse tüm Avrupa coğrafyasını – ve dolayısıyla futbol iklimini – etkileyen bir diğer etken ise hiç kuşkusuz Sovyetler Birliği’nin dağılması ve irili ufaklı çok sayıda Avrupa ülkesinin ortaya çıkmasıydı. Batı Almanya ile Doğu Almanya birleşirken dağılan Yugoslavya’nın eski bir parçası Hırvatistan, daha 10 yıl bile geçmeden Dünya Kupası’nda kürsüye çıktı.

20. yüzyılın ilk yarısında iki büyük dünya savaşı; ikinci yarısında ise bölgesel siyasi gelişmelerle coğrafi yapısı değişen Avrupa’nın – özellikle batı yakasında – çok uzun yıllardır ‘göçmen’ statüsünde yaşayan Afrika kökenli aileler de tüm bunlara eklendiğinde, ülke toplumlarında derinlemesine bir değişim ve dönüşüm yaşandı. Söz konusu değişim ve dönüşümün etkilerinin futbola yansımaması ise hiç kuşkusuz düşünülemezdi. Tüm bu etkenlere, futbolun gitgide ticarileşmesi ile dev sermaye sahiplerinin aktif rol almaya başlaması eklendi ve futbol bugünkü halini aldı.

‘Futbolun bugünkü hali’ni ve bu yazının temasını en iyi örneklendirecek oyuncu ikilisi ise belki de Atletico Madrid’in yıldızı Antoine Griezmann ile Chelsea’da top koşturan Eden Hazard. Diğer bir deyişle, daha birkaç ay önce Dünya Kupası’nı kazanan Fransa Milli Takımı’nın yıldızı Griezmann ile yarı finalde eledikleri Belçika’nın öne çıkan isimlerinden Hazard… 1991 yılında ülkesi Fransa’da doğan Antoine 14 yaşında İspanyol Real Sociedad’a transfer olurken, onunla aynı yıl Belçika’daki La Louvière’de doğan Eden de aynı günlerde Fransa’nın Lille kentine gitti. Bugün her iki oyuncu da doğdukları ülkenin milli formalarını değil yetiştikleri ülkelerin milli formalarını terletseydi ne olurdu bilemeyiz. Tıpkı, ülkelerinden ayrılmayıp doğdukları ve 14 yaşına kadar futbol oynadıkları ülkelerinde futbol eğitimlerine devam etselerdi ne olacağını bilemediğimiz gibi!.. 

Günümüzde UEFA; yerelde eğitilmiş ya da kendi ülkesinde yetiştirilmiş oyuncuları, milliyetlerine bakılmaksızın, kendi kulüpleri veya aynı ulusal federasyon içindeki başka bir kulüp tarafından 15-21 yaşları arasında en az üç yıl boyunca eğitilmiş olan oyuncular olarak tanımlıyor. Bu çalışma kapsamında ela alınan FIFA’nın milli takımlar sıralamasındaki en iyi 30 Avrupa milli takımı da EURO 2016 ve sonrasındaki dönem için UEFA’nın söz konusu kuralı dikkate alınarak incelendi.

Sayısal analizin daha açık bir şekilde okunabilmesini sağlayabilmek adına üzerinde durulması gereken birkaç konuya açıklık getirmekte fayda var. Öncelikle Britanya’da yer alan ve ülke futbol federasyonlarının ‘Home Nations Agreement’ isimli bir anlaşmaya imza attığı İngiltere, Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler milli takımlarını seçen oyuncular özel bir statüye sahip.

Uyruğu nedeniyle birden fazla ülkeyi temsil etme hakkı olan bir futbolcu; ilgili ülkelerde vatandaşlık hakkı bulunmasının yanı sıra aşağıdaki koşullardan en az birini yerine getirmesi durumunda söz konusu federasyonlardan biri için uluslararası bir maçta oynayabilir:

  • İlgili federasyonun topraklarında doğması
  • Biyolojik annesinin veya biyolojik babasının ilgili federasyonun topraklarında doğması
  • Biyolojik dedelerinden birinin ilgili federasyonun topraklarında doğması
  • İlgili federasyon sınırları içerisinde 18 yaşın altında en az beş yıl eğitim alması

Diğer yandan, söz konusu anlaşmanın tarafı olmayan İrlanda’nın (son yıllarda sayısı azalsa da) önemli futbolcularının İngiltere Premier Ligi’nde altyapı eğitimi alması da göz önüne alınması gereken önemli bir nokta. Yugoslavya’nın dağılmasının ardından ortaya çıkan özellikle Karadağ ve Bosna-Hersek’teki oyuncu yetiştirme verileri coğrafi nedenlerle belli başlı sapmalar göstermesi de diğer bir husus olarak görülüyor. Bu bağlamda, Kuzey İrlanda, Galler, İskoçya, İrlanda, Bosna-Hersek ve Karadağ çalışmaya dahil edilmedi.

Öne Çıkan 15 Nokta

  1. Fransa 2016 ile Rusya 2018’de hedeflerinden uzak kalan ancak 2017’deki Konfederasyon Kupası’nı kazanan Almanya %97,2 ile kendi oyuncusunu kendisi yetiştirme noktasında en başarılı ülke konumunda.
  2. %96 seviyesinde ülkesinde yetişen oyuncuları oynatan İspanya, Danimarka, Ukrayna ve İtalya sıranın ilk 5’inde yer alan diğer milli takımlar olarak öne çıktı.
  3. Listenin son sıralarına bakıldığında ise göze çarpan iki ülke İzlanda ve Türkiye… Britanya Adası ile Yugoslavya’dan ayrılan ülkeler göz önüne alınmadığında; renkli taraftarlarıyla EURO 2016’ya damga vuran İzlanda kendi ülkesinde yetişen oyunculara  %62,5 oranında süre verirken Türkiye de %63 ile bu kategoride en gerideki diğer bir ülke. İzlanda Ligi’nin yarışmacı olmadığı düşünülürse bu sonuç normal görünebilir, ancak yüksek bütçeli takımları olan Türkiye Süper Ligi göz önüne alındığında Türk Milli Takımı’nın oyuncu yetiştirme noktasında rakiplerinden geri kaldığı çok daha net bir şekilde ortaya çıktı.
  4. EURO 2016’dan bu yana şans verdiği 28 adet yurt dışında yetişen milli oyuncu ile Türkiye bu alanda en başarısız ülke olarak göründü.
  5. Yetiştirici ülkelere bakıldığında ise İngiltere ile Almanya zirveyi paylaştı. İrlanda Cumhuriyeti, Kuzey İrlanda ve Galler milli takımlarında oynayan oyuncular hariç diğer Avrupa milli takımlarının formasını bu dönemde giyen 48 milli oyuncunun İngiltere topraklarında yetiştiği göründü. İrlanda Cumhuriyeti, Kuzey İrlanda ve Galler milli takımlarındaki oyuncular da eklendiğinde ise bu sayı 183’e tırmandı. 
  6. Almanya ise diğer milli takımlara 39 milli futbolcu yetiştirirken bu oyuncuların tam 16’sı Türkiye milli takımı formasını giydi.
  7. Çalışma kapsamında analiz edilen ülkelerin 6’sı diğer milli takımlarda oynayan hiçbir futbolcu için bir okul işlevi görmedi. (Polonya, Romanya, Rusya, Slovakya, İzlanda, Türkiye)
  8. Yetiştiren-oynatan ülke ilişkisinde Almanya ile Türkiye 16 futbolcu ile öne çıktı. Hollanda’da İzlanda’nın 8 milli oyuncusu yetişirken, Almanya’da yetişen 8 Avustuyalı oyuncu ve İngiltere’de futbol altyapısını alan 7 Slovak milli takım oyuncusu EURO 2016 ve sonrasında milli takım formalarıyla ter döktü.
  9. Kendi ülkesinde yetişen oyunculardan en çok gole katkı alan ülke 81 golle İspanya…
  10. Portekizli oyuncular 80 gol atarken 65 gol pası verdi. 27 gol ve 8 gol pası ile Cristiano Ronaldo Portekiz’in yükünü çekerken 3 gol atıp 12 gol pası veren Ricardo Quaresma da ülkesinin bu dönemde başarılı olması için gole doğrudan katkı veren diğer bir oyuncu olarak öne çıktı.
  11. Almanya’da  yetişen Alman milli oyuncular ise 77 gol attı ve 74 gol pası verdi. Bu süreçte 9 gol atan Timo Werner ile 11 gol pası veren Joshua Kimmich söz konusu parametrelerde takımlarına en çok katkı veren oyunculardı.
  12. İzlanda ve Türkiye’nin ardından yabancı ülkede yetişen oyunculara en çok süre veren (%64,5) ülke olan Belçika bu oyunculardan 34 gol ve 28 gol pası ile en çok verim alan ülkeydi. Tabii bu noktada, 17 gol atıp 14 de gol pası veren Eden Hazard’ın etkisini yadsımak pek mümkün değil. Belçika adına en çarpıcı veri ise kendi ülkesinde yetişen oyunculara nispeten az süre verirken bu oyunculardan çok yüksek skor katkısı alması. Belçika’da yetişen milli oyuncular bu kategoride Almanya, Portekiz ve İspanya’dan sonra 71 gol ve 58 gol pası ile en üretken dördüncü konumunda. 
  13. Yabancı ülkede yetişen merkez savunma (%21) ile merkez orta saha (%14) oyuncuları milli takımlarının en çok formasını giyen ‘yabancı ülkede yetişmiş oyuncular’ olarak öne çıktı.
  14. Her bir pozisyonda yabancı ülkede yetişen oyunculara en çok süre veren milli takımlara bakıldığında ise tam 5 pozisyonda ilk 3’e giren Türkiye öne çıktı. Sol savunmada en yüksek oranda ‘gurbetçi’ oynatan Türkiye A Milli Takımı; kaleci, merkez savunma, sol kanat ve hücuma dönük orta saha pozisyonlarında da yabancı ülkelerde yetişmiş futbolculara en çok süre veren üç ülkeden biriydi. 
  15. Kendi ülkesinde yetiştirdiği oyunculara süre verme noktasında 4. sırada yer alan Ukrayna ise yabancı ülkede yetişen tek oyuncusu Marlos’a sağ kanatta 13 maçta 900 dakika süre vererek bu pozisyonda (İzlanda ve Slovakya’nın ardından) ilk 3’te yer aldı.

Vaka Analizi – Türkiye ile İlgili Öne Çıkan Noktalar

Yerel yetişmiş oyuncuların oynama süresi

  • Tüm maçlarda %63 ile İzlanda’dan sonra en düşük ülke (İzlanda: %62,5)
  • 2017-2018 sezonundan itibaren oynanan maçlarda %59,4 ile en düşük ülke
  • Resmi maçlarda %62,2 ile İzlanda’dan sonra en düşük ülke (İzlanda: %60,1)
  • Analizin başladığı EURO 2016’da bu oran %72,6 ile nispeten yüksekti. Ancak bu turnuvada da İzlanda ve Belçika’dan sonra en düşük ülke (İzlanda: %46,6 – Belçika: %63,3)
  • Dünya Kupası Elemeleri’nde %63,9 ile İzlanda’dan sonra en düşük ülke (İzlanda: %63,4)
  • UEFA Uluslar Ligi’nde oran %51,1’e kadar geriledi ve bu turnuvadaki en düşük oranlı ülke (En yakın İzlanda: %65,1)

Yabancı ülkede yetişmiş oyuncuların sayısı (Dışa Bağımlılık)

  • Tüm maçlarda 28 yabancı ülkede yetişmiş oyuncu ile dışa en bağımlı ülke (En yakın ülkeler: İzlanda: 23 – Belçika: 13)
  • 2017-2018 sezonundan itibaren oynanan dostluk maçlarında 25 oyuncu ile en dışa bağımlı ülke (En yakın ülkeler: İzlanda: 21 – Belçika: 13)
  • Resmi maçlarda 24 oyuncu ile dışa en bağımlı ülke. (En yakın ülkeler: İzlanda: 23, Belçika: 13, Macaristan: 13)
  • EURO 2016’da 13 yabancı ülkede yetişmiş oyuncu ile zirveyi İzlanda ile paylaştı.
  • Dünya Kupası Elemeleri’nde 17 oyuncu dışa en bağımlı ülke (En yakın ülke Belçika: 12)
  • UEFA Uluslar Ligi’nde 13 oyuncu ile İzlanda’dan sonra dışa en bağımlı ülke (İzlanda: 18)
  • EURO 2020 elemelerinin 11 oyuncu ile dışa en bağımlı ülke (En yakın ülkeler Belçika ve İzlanda 9 oyuncu)
  • Tek bir ülkede yetişmiş oyuncuyu en çok oynatan ülke: Almanya’da yetişen 16 oyuncu Türk Milli Takımı formasını giydi.  (En yakın ülkeler: Hollanda’da yetişen İzlandalı 8 oyuncu, Almanya’da yetişen 8 Avusturyalı oyuncu, İngiltere’de yetişen 7 Slovak oyuncu)

Yabancı ülkede yetişmiş oyuncuların pozisyon bazında oynama süresi

İncelenen 11 pozisyonun 5’inde yabancı ülkede yetişmiş oyuncuya en çok forma veren 3 ülkeden biri

  • Kaleci: Polonya’dan sonra 2. sırada (Sinan Bolat: 6 maç, 540 dakika)
  • Sol Savunma: İlk sırada (Hasan Ali Kaldırım, Ömer Bayram, Hakan Balta, Atila Turan)
  • Merkez Savunma: Belçika ve Portekiz’in ardından 3. Sırada (Kaan Ayhan, Ömer Toprak)
  • Sol Kanat: Belçika ve Hırvatistan’ın ardından 3. sırada (Hakan Çalhanoğlu, Emre Mor, Kenan Karaman, Yasin Öztekin)
  • Ofansif Orta Saha: İzlanda ve Slovakya’dan sonra 3. sırada (Yunus Mallı, Berkay Özcan)

Yerel yetişmiş oyuncuların gol ve gol pası

Tüm maçlarda 24 gol ve 18 gol pası ile Yunanistan ve Slovakya’dan sonra en kısır ülke

  • Cengiz Ünder 5 gol
  • Burak Yılmaz 4 gol
  • Emre Akbaba ve Ozan Tufan 3 gol
  • Mehmet Topal ve Yusuf Yazıcı 4 gol pası
  • Selçuk İnan 3 gol pası

Benzer oyuncu profili olan Belçika ve İzlanda ise çok daha verimli

  • Belçika: 71 gol ve 58 gol pası (Portekiz, Almanya ve İspanya’dan sonra 4. Sırada)
  • İzlanda: 26 gol ve 19 gol pası

Yabancı ülkede yetişmiş oyuncuların gol ve gol pası

Tüm maçlarda 19 gol ve 20 gol pası ile 4. sırada

  • Cenk Tosun 10 gol ve 5 gol pası
  • Hakan Çalhanoğlu 4 gol ve 3 gol pası

İlk 4 ülke

  • Belçika: 34 gol ve 28 gol pası
  • Fransa: 27 gol ve 20 gol pası
  • İzlanda: 23 gol ve 18 gol pası

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *